Yeni yıla girerken şans getireceğine inanılan gelenekler
Dünyanın her yerinde farklı inançlar ve kültürlerdeki insanlar, yeni yılı kendi gelenekleriyle karşılamaya hazırlanıyorlar. Daha iyi, daha huzurlu, daha sağlıklı ve daha mutlu bir yıl dileyerek, kendilerine şans getireceklerine inandıkları yöntemleri uygulayanlar, bu geleneklerin nesillerden nesillere aktarılarak sürdürülmesini sağlıyor.
Yaygın olarak duyduğumuz, yeni yıla nasıl girilirse o yılın öyle geçeceği, bu özel gecede kırmızı iç çamaşırı giymenin uğur getireceği gibi inançlar hala pek çok kişi tarafından geçerliliğini koruyor. Saat gece yarısını gösterince insanların sevdiklerine sarılması gibi alışkanlıklar aslında insanların, yeni yılda da sevdikleriyle birlikte olma isteğinden kaynaklanıyor.
Peki, dünyanın diğer yerlerinde insanların şans getireceğine inandıkları başka ne gibi gelenekler var? Gelin birlikte inceleyelim…
Her şey şans için
Yılbaşı ritüellerinde şansın büyük bir yeri var. Gelenekler genellikle kötü şansı kovmak ve iyi şansı çağırmak üzerine kurulu. Örneğin, Danimarkalılar yıl boyu eski tabaklarını saklayarak, yılbaşında gece yarısından önce, sevdikleri kişilerin evlerinin önünde bu tabakları kırıyor. Bu şekilde o evlerden kötü şansın gideceğine inanıyorlar.
Japonlar ise, kötü şansı kovmak için farklı bir yöntem uyguluyor. Kapılarının önüne ip asan Japonlar, gece yarısı olduğu zaman kahkaha atmaya başlıyor, böylece hem şanslı hem de mutlu bir yeni yıl geçireceklerine inanıyor.
İngiltere’de de yeni bir yıla girdikten sonra, gece yarısı eve gelen ilk kişinin şans getirdiğine inanılıyor. Bu kişi de bunu bildiği için, yanında yiyecek ve para gibi insanlar için gerekli ve değerli sembolik şeyler getiriyor.
Çinliler, yeni bir yıla girmeden önce bizdeki bayram temizliği gibi yılbaşı temizliği yapıyorlar. Bu sayede, bütün yıl biriken kötü enerjileri evden gönderdiklerini düşünen Çinliler, şans ve bereket için evlerine çiçekler alıyor.
Coğrafya, dinler ve mitoloji
Geleneklerin ortaya çıkmasında, elbette yörelere ait iklim koşulları, dini ve mitolojik inançlar gibi etkenler de etkili oluyor. Örneğin Hristiyanlık için önemli bir dönem olan Christmas (Noel), Hz. İsa’nın dünyaya geldiği dönem olması nedeniyle kutsal sayılıyor.
Çekoslovakya ve Polonya’da, kış şartları çok çetin geçtiği için, baharın gelmesi dört gözle bekleniyor. Bu nedenle, Christmas ruhunun şans getirdiğine inanan Çekler ve Polonyalılar, kiraz ağacından kopardıkları bir dalı, su dolu bi kapın içine bırakarak, kapılarının önüne koyuyor. Böylece kışın daha kısa süreceğine inanıyorlar.
Yunanistan’da ise Noel Baba’nın ayrı bir önemi var. Noel Baba, Ege Denizi’nin büyüleyici sularında geçen mitolojik efsanelerin anavatanı Yunanistan’da, gemileri hırçın dalgalardan kurtaran gizemli bir adam olarak düşünülüyor. Kıyafetleri, tuzla ağarmış, sakalından deniz suyu damlayan biri olarak nitelendirilen St. Nicholas, denizciler için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, gemilerde St. Nicholas’ı tasvir eden ikonlar bulunduruluyor.
Irak’ta, Müslümanlar’ın yanı sıra gayrimüslimler de yaşıyor. Dolayısıyla, sıkı bir İslam devleti olan Irak’ta, gayrimüslimler kendi inanç sistemleri kapsamında farklı gelenek ve görenekler de geliştirmişler. Örneğin, başrahiple birlikte kilisede gerçekleştirilen bir yeni yıl ritüelinde, rahip kucağında taşıdığı bebek İsa figürüyle, kilisede bir kişiye dokunuyor. Bu kişi de en yakınındaki diğer kişiye dokunarak, bu şekilde kilisedeki herkes, “huzurun dokunuşu” adı verilen bir inanışı gerçekleştirmiş oluyor.
Ülkemizde de coşkuyla kutlanan yeni yıl dönemi için Aralık ayının ortalarından itibaren her yer süsleniyor ve bu dönemde inançlar doğrultusunda kutlamalar yapılmaya devam ediliyor. Noel Baba’nın memleketi olarak bilinen Antalya’nın Demre ilçesine dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler akın ediyor.
Biz de Perisos Turizm olarak yeni yılda tüm dileklerinizin ve beklentilerinizin gerçekleşmesi umuduyla mutlu yıllar diliyoruz….
Bodrum’da Kış Tatili Yapmanın Tam Zamanı
Bodrum denildiğinde herkesin aklına, sıcacık yaz mevsimi, pırıl pırıl deniz, hareketli gece hayatı geliyor. Oysa keşfetmeyi sevenler için Bodrum’un zamanı şimdi başlıyor. Bodrum sadece yaz tatili dönemlerinde değil, 4 mevsim ilgi görmeyi hak ediyor.
Bodrum, güneyde yer alması nedeniyle kış mevsiminin daha yumuşak geçtiği yerlerden biri. Hava biraz serin, hatta bazen soğuk olabilse de, güneşin pırıl pırıl denize yansıması size soğuk havayı hemen unutturuyor.
Bu mevsimlerde üzerinize bir mont, bir de ince bir atkı almanız yeterli olabiliyor. Bodrum’un yemyeşil tepelerinde gezmek, nergis çiçekleri veya dalından mandalina toplamak isterseniz yanınıza bir de yürüyüş ayakkabısı almayı unutmayın.
Bodrum Marina’dan Halikarnas’a kadar uzanan sahil boyunca yürüyüş yaparak, meydanda bulunan Denizciler Derneği’nde sıcacık elma çayı içerek, tarihi yerleri sıra beklemeden sakin sakin gezerek Bodrum’un tadını çıkarın.
Bodrum Kalesi’ni yaz sıcağında gezmek bir hayli sıkıntılı, fakat bu mevsimde güneşli havaya da denk gelirseniz mutlaka kaleye vakit ayırın. Tüm kulelerine tek tek uğrayın, cam müzesini, sualtı arkeoloji müzesini adım adım gezin. Karya Prenses’in odasına uğrayın, hatta Komutan Kulesi’nden Karaada’ya doğru bakın ve manzaranın tadını çıkarın.
Yaz aylarında yer bulmakta zorlandığınız Gümüşlük’te istediğiniz restoranda mevsimi gelen balıkların tadını çıkarın, lüfer ve uskumrunun tam da zamanı şimdi. Bodrum’un meşhur otlarıyla yeni mezeler deneyin.
Eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsanız Gümüşlük, Yalıkavak, Bitez de size harika görüntüler sunacaktır, makinenizi alın ve başlayın yarımadayı turlamaya.
Bodrum kış tatili yapmanın bir diğer avantajı da, yaz tatili dönemine göre çok daha uygun fiyatlı Bodrum otelleri fırsatı sunması. Otel fiyatlarının uygun olmasının yanında, araç kiralama ve hatta restoranlarda fiyatlarını daha ekonomik olarak bulunca şaşırmayın. Yaz aylarına oranla ücretler adeta yarı yarıya düşüyor. Özellikle merkezde bile, Bodrum otel fiyatları 2 kişilik odada, oda + kahvaltı 100 TL civarında.
Bodrum’u sadece yaz tatillerinize hapsetmeyin. kalabalıktan uzak, bu şirin ilçenin sakin ve dingin ruhunu da keşfedin. Hem daha az para harcayın, hem de dinlenin. Özellikle sömestr tatili dönemleri için de erken rezervasyon fırsatlarını yakalayın ;)
(0224) 225 43 43
SELÇUK HATUN CAD.DURAN APT. NO:6 D:2 SETBAŞI OSMANGAZİ, BURSA
Tayland’ın En Romantik Balayı Tatili Yerleri
Balayı tatili için nasıl bir şeyler arzularsınız? Egzotik atmosfer, çarpıcı tropik adalar, canlı şehirler, hareketli gece hayatı, tropikal iklim, turkuaz deniz, göz kamaştırıcı kumsallar, dünyaca ünlü zengin mutfak ve enfes taze deniz ürünleri, lezzetli tropik meyveler… ve dahası… kulağa hoş geliyor değil mi?
Balayı için uygun yer arayanlar için bir adres verebilirim: Tayland!
Dünyanın en iyi tatil destinasyonları arasında yer alan Tayland, National Geographic, Forbes, Lonely Planet, TripAdvisor, NY Times gibi saygın kuruluşlarının hazırladığı, görülmesi gereken yerler listesinde mutlaka yer alıyor. Amacınız ister ucuz bir yurtdışı tatili olsun, ister güzel balayı tatili, egzotik kelimesinin anlamını bulduğu Tayland doğru bir tercih olacaktır.
Butik otel ve bungalovları, lüks otel veya resortları ile her bütçeye uygun, cazip balayı otelleri ve erken rezervasyon fırsatları ile Tayland, dünyanın bir çok yerine göre çok daha uygun bir yurtdışı balayı tatili yapma fırsatı veriyor. Bu eğlenceye daha çok bütçe ayırmak anlamına da geliyor.
Egzotik bir iklimde, ömür boyu anımsanacak romantik bir tatil deneyimini istemeyen var mı?
İşte Tayland’da tercih edebileceğiniz balayı için uygun yerler:
Balayı Destinasyonu #1− Phuket: Dünyanın En İyi Plajları
Dünyanın en iyi plajlarının bazılarına ev sahipliği yapan Phuket, dünyanın en gözde balayı destinasyonları arasında yer alıyor. Bir zamanlar madencilik ile ünlü ada, yüzünü turizme doğru çevirince kaderi tamamen değişmiş.
Masmavi okyanus kıyıları boyunca uzanan beyaz kumlu muhteşem plajları, lüks 5 yıldızlı otel ve tatil köyleri, sanat galerileri, romantik küçük kafeleri; hatta filler ve maymunları ile egzotik tatil kelimesinin hakkını sonuna kadar veren balayı yerlerinden birisi. Balayı için uygun oteller, adanın hemen her köşesine serpilmiş gibi. Adanın ne yanına baksanız şahane plajlar ve etkileyici bir doğa görürsünüz.
Balayı Destinasyonu #2 − Koh Samui: Egzotik Ada
Samui Adası, balayı adası kelimeleri ile özdeşleşmiş bir yer. Bu tropik ada, bir balayı tatilinin olmazsa olmazlarının tümünü sunuyor. En güzel kumsallar, en berrak deniz, en renkli deniz altı yaşamı, en güzel doğal güzellikler ve en güzel aktiviteler ve daha bir çok enleri vadediyor.
Yemyeşil doğası ve kumsalları ile cenneti andıran Ko Samui, Tayland Körfezinde yer alıyor. Huzur ve dinlencenin yanında SPA otelleri ile de çiftlerin kalbini fethediyor. Uzun balayı tatili düşünen çiftler dilerse özel havuzu olan villalar kiralayabilir, yoga kurslarına kayıt yaptırabilir. Sonrasında geri dönmek zor olabilir.
Balayı Destinasyonu #3 − Chiang Mai: Kültür Başkenti
Deniz, kum, güneş üçlüsünü bir kenara bırakıp, doğa, kültür ve aktivite ile dolu dolu bir balayı geçirmek isteyenlerin yeni adresi Chiang Mai, Tayland’ın kültür başkenti olarak geçiyor.
Serin iklime sahip, Tayland’ın kuzeyindeki dağlık bölge Chiang Mai, çok sayıda etnik kabilelerin oluşturduğu zengin kültürlerin harmanlandığı, oldukça çekici, tarihi ve kültürel zenginliğe sahip bir şehir. 700 yıllık bir şehir olan Chiang Mai’de, yapılacak o kadar çok şey var ki; hepsine zaman ayırmak balayı çiftleri için zor olabilir. Keyifli ve aktivitelerle dopdolu bir balayı tatili için Chiang Mai muhteşem bir tercihtir.
Konfor ve lüksü ekonomik sunan otelleri, dünya mutfaklarının lezzetlerine davet eden nefis restoran ve kafeleri, büyülü tapınakları ve outdoor aktiviteleri ile dikkate değer bir şehir. Chiang Mai şehrini ziyaret eden batılıların bir çoğu, bu şehre yerleşme planı yapmaya başlıyor. Dikkat etmenizi öneririz!
Balayı Destinasyonu #4 – Bangkok: Renkler ve Kokular
Eğer büyük şehirleri seviyorsanız, Bangkok, balayı tatilinizi geçirebileceğiniz en güzel başkentlerden bir tanesi. İstanbul gibi, Doğu ile Batı’nın harmanlandığı bir şehir olan Bangkok’a, ziyaretçileri tarafından ya çok sevilir ya nefret edilir. Bir yanda renklerin, kokuların ve seslerin birbirine karıştığı bir kaostur; diğer yandan ise, yine renklerin, kokuların ve seslerin ahenkle harmanlandığı sürprizlerle dolu bir şehirdir.
Misafirperver ve güler yüzlü insanları, pırıltılı tapınakları, renkli pazarları, büyük alışveriş merkezleri ve akıllara durgunluk veren gece hayatı ile Bangkok, enerji dolu, capcanlı bir başkent. Hem geçmişi hem bugünü yaşatan bir şehir.
Bu şehirde rahatlıkla 5 yıldızlı balayı otellerinde kalabilirsiniz, dünyanın bir çok başkentinden daha uygun fiyatlıdır. Eğer alışverişi seviyorsanız dünya klasmanındaki AVM’lerini seveceksiniz.
Bangkok aynı zamanda Asya’nın en iyi lezzetlerinin de başkenti. Doğu ve batı mutfağına ait tüm lezzetleri hemen her köşede bulmak mümkün. Şehirde ne kadar da çok yabancının yaşadığını görünce de buna şaşırmamak gerek.
Balayı Destinasyonu #5 − Hua Hin: Kralın yazlık Şehri
Bangkok’a sadece birkaç saat uzaklıktaki Hua Hin, aynı zamanda Taylandlılar için de bir balayı ve tatil destinasyonu. Hali vakti yerinde çoğu Bangkoklunun burada ya villası ya da condo dairesi var. Hua Hin şehri uzun yıllardır Tay Kralının dinlenmek için gittiği bir şehir. Bu bile, Kralına çok seven Taylandlıların gözünde şehrin önemli bir yer olması için yeterli.
İskeleler üzerine kurulu evleriyle bir yanı küçük bir balıkçı köyünü andırırken, diğer yanda denize nazır uzanan lüks condoları ve resortlarıyla bir tatil şehridir. 5 km uzunluğundaki sahilde yürüyüşler, at binme, tenis, golf gibi aktiviteler yapılabilir. Sanat galerileri, hatıra veya hediyelik bir şeyler almak için ideal, kafeleri ise keyifli.
Akşamları kurulan gece pazarı ise alışveriş ve hediyelik eşya için bulunmaz güzellikte diğer bir uğrak yer. Pazar civarındaki deniz ürünü restoranları, şehir merkezindekilere göre daha ekonomiktir.
Neredeyse kumsalın üzerine kurulmuş mekanların, iskele ayaklarına çarpan dalgaların sesi eşliğinde romantik ve keyifli akşam yemekleri, günü güzel noktalamak için iyi bir seçenek. Canlı ve eğlenceli gece hayatının yaşandığı barlarda hareketlilik sabaha kadar devam ediyor.
Neden Tayland Tatili?
• Kültürel geçmişinden aşılanmış misafirperverliği ile güler yüzlü insanları,
• Tropikal iklimi, her mevsim tatile gidilebilir,
• Dünyanın birçok popüler destinasyonundan çok daha ucuz olması
• Dünyaca ünlü mutfağı. Deniz ürünleri sevenler için cennttir.
• Her bütçeye uygun konaklama seçeneğinin zenginliği
• Sunduğu zengin aktiviteler ve ünlü Tayland gece hayatı
• Budizm yakından tanıma fırsatı ve renkli Tay kültürü
• Dileyene denize sıfır sakin bungalov; dileyene canlı şehirler, çılgın partiler.
• Tropikal iklimi, her mevsim tatile gidilebilir,
• Dünyanın birçok popüler destinasyonundan çok daha ucuz olması
• Dünyaca ünlü mutfağı. Deniz ürünleri sevenler için cennttir.
• Her bütçeye uygun konaklama seçeneğinin zenginliği
• Sunduğu zengin aktiviteler ve ünlü Tayland gece hayatı
• Budizm yakından tanıma fırsatı ve renkli Tay kültürü
• Dileyene denize sıfır sakin bungalov; dileyene canlı şehirler, çılgın partiler.
Tayland’a Ne zaman Gitmeli?
• Tayland için Kasım-Şubat arası en uygun aylardır. Hava serindir, yağış yoktur.
• En sıcak mevsim Nisan-Mayıs arasındadır.
• Haziran-Ekim arası yağmur olsa da hava güneşlidir. Fiyatlar daha düşüktür.
• Tayland Körfezi’ndeki Koh Samui ve Koh Phangan Mayıs-Haziran arası az yağışlıdır.
• Tayland’ın kuzeyindeki Chiang Mai, Bangkok’a göre daha serindir.
• En sıcak mevsim Nisan-Mayıs arasındadır.
• Haziran-Ekim arası yağmur olsa da hava güneşlidir. Fiyatlar daha düşüktür.
• Tayland Körfezi’ndeki Koh Samui ve Koh Phangan Mayıs-Haziran arası az yağışlıdır.
• Tayland’ın kuzeyindeki Chiang Mai, Bangkok’a göre daha serindir.
Tayland’a Gitmeden İzle
• The Beach (2000) – Leonardo Di Caprio
• The Hangover Part II (2011) – Bradley Cooper
• Bangkok Dangerous (2008)- Nicolas Cage)
• Bridget Jones: The Edge of Reason (2004) – Hugh Grant, Renée Zellweger.
• The Man with the Golden Gun (1974) – Roger Moore
• American Gangster (2007) – Denzel Washington, Russell Crowe
• The Hangover Part II (2011) – Bradley Cooper
• Bangkok Dangerous (2008)- Nicolas Cage)
• Bridget Jones: The Edge of Reason (2004) – Hugh Grant, Renée Zellweger.
• The Man with the Golden Gun (1974) – Roger Moore
• American Gangster (2007) – Denzel Washington, Russell Crowe
Tayland’a Gitmeden Önce Göz At
Güney Tayland
En güzel balayı tatili için plan yapmak bile, yeni evlenecek çiftler için heyecan vericidir. Bu süreci keyfe dönüştürecek en güzel balayı destinasyonlarından birisi de Tayland’dır.
Tropikal hava, egzotik kültür, cennet gibi adalar ve plajlar, lezzetli yiyecek ve mütevazi bütçelere uygun konaklama seçenekleri Tayland’ı en güzel balayı tatili destinasyonlarından biri yapıyor.
Belgrad Turu Yapmak İçin 7 Neden
Belgrad, Sırpça’da beyaz şehir anlamına geliyor. Panoniyen Ovası’nın Balkanlar ile buluştuğu, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği noktada kurulmuş Belgrad, adı gibi ferah, aydınlık ve huzurlu bir kent.
üm banliyöleri ile birlikte 2 milyon nüfusa ev sahipliği yapan şehir, şahane doğası, güzel manzarası, yemyeşil parkları, muhteşem kulüpleri, bar ve restoranları ile sizi baştan çıkaran bir şehir olacaktır. Belgrad’da geçireceğiniz bir kaç günden sonra “Ben bu şehirde yaşamak isterim” diyebilirsiniz.
Neden Belgrad’a Gitmeli
#1- Nefis Doğası
Nehir kenarına kurulmuş şehirlerin ortak özelliği olan hoş bir manzaraya sahip bir şehir Belgrad. Şehrin ister eski tarafında olun, ister yeni tarafında, karşıda, yeşillikler içerisinde şahane bir manzara sizi bekliyor. Hani bu yeşil alanlar sonradan şehre kazandırılmış parklar gibi eğreti de durmuyor. Her bir park, her bir ağaç sanki asırlardır orada, ki öyle de.
Koca plazalardan veya zamana yenik düşmeye başlamış, tarihi dokuya sahip asırlık bir binadan dışarı adımınızı attığınızda, en fazla birkaç dakika yürüyüş mesafesinde, sırtınızı çimlere yayıp, gökyüzünü seyre dalacağınız bir park bekliyor sizi. Tašmajdan Park, Ada Ciganlija, Ada Huja ve Ada Medjica doğanın, yeşilin içine en iyi dalınabilecek yerler.
Orta Avrupa Turu
Baltık Denizi ile Adriyatik Denizi arasında kalan, Avrupa’nın kalbi olarak adlandırılan Orta Avrupa (Central Europe), seyyahlar için Ortaçağa yapılan yolculuk anlamına geliyor…
Prag, Çek Cumhuriyeti, Orta Avrupa
Ayak basılan her yerinde geçmişin izine rastlanılan Orta Avrupa, tarihi mirasını taşıdığı tarihi ve sanatsal sokaklarıyla insanı içine çekiyor. Budapeşte Kalesi’nden şehrin ışıklarını izlemek, Prag’ın heykellerle süslü taş köprülerinde yürümek, Viyana’nın muhteşem müzikal mirasına kulak vermek, Heidelberg‘in nefis kafelerinden birinde soluklanıp espresso yudumlamak… İnsanı bir başka boyuta taşıyıp geçmişin sayfaları arasında yolculuğa çıkaran farklı bir yerdir Orta Avrupa.
Orta Avrupa Ülkeleri Hangileri ?
Orta Avrupa, mimarisinden kültürüne kadar Ortaçağ’a dair mirasın çok iyi korunduğu, birbirine benziyor olsa da farklı kültürel motiflerin yer aldığı, dünyanın en eski kadim ormanlarından ünlü Alplere kadar olağanüstü güzellikler sunan bir coğrafyanın içerisinde yer aldığı büyüleyici bir bölgeyi kapsıyor.
Aynı zamanda Avrupa’nın ve dünyanın en zengin ekonomilerini oluşturan şehirlerden bazılarına da ev sahipliği yapan Orta Avrupa, Latin, Germen ve Slav kültürlerinin de kaynaştığı bir coğrafya.
Baltık Denizi ve Adriyatik arasında yer alan bölgedeki ülkeler; sosyal ve kültürel yaşamı son derece zengin Almanya; sokakları kahve kokan Avusturya; tarih kokan sokaklarıyla Çek Cumhuriyeti; şatolarıyla ünlü minnacık ülke Lihtenştayn; artık dağılmış olan Varşova Paktı üyelerinden Macaristan ve Polonya; sessiz sedasız Çek Cumhuriyet’inden ayrılan Slovakya; eski Yugoslavya’dan ayrılan ve şimdilerde Avrupa Birliği üyesi olan Slovenya ve nefes kesen dağ manzaraları ile İsviçre Orta Avrupa ülkeleri olarak sınıflandırılıyor.
Orta Avrupa Ülkeleri Haritası
Viyana, Avusturya, Orta Avrupa
Aynılaşmış şehirlere ne zaman gitseniz yerinde bulursunuz; sokakları, kiliseleri, müzeleri değişmeden yıllarca ve yıllarca sizi bekler orada, ama ya insan, ya kültür?
Görkemli mimari eserlere ev sahipliği yapan Avrupa şehirlerinin karakteri belki de uzun yıllar değişmeden kalacaktır, ancak özellikle sofistike özellikleriyle dikkat çeken Doğu Bloku Ülkeleri, hızlı bir değişim içerisinde.
Kızıldeniz’in Tropikal Adası: Giftun Adaları
Hurgada, Mısır’ın dünyaca ünlü gözde turistik destinasyonlarından birisi. Mısır‘ın görkemli tarihini gözler önüne seren Luksor ve Aswan’e yakınlığı; neredeyse yıl boyunca sunduğu plaj, deniz, güneş üçlüsü; şnorkelle veya scuba dalış açısından bir cennet olması Hurgada’yı öne çıkaran sebeplerden sadece birkaçı.
Kuşkusuz Kızıldeniz’in eşsiz güzelliği de buna eklemek gerekiyor. Bundan 10 yıl öncesinde Kızıldeniz ile ilk defa tanıştığımda büyülenmiştim. Giftun Adası Hurgada’dan tekneyle 45 dakika uzaklıkta.
Kızıldeniz’in kristal berrak suları içerisinde yükselen bu küçük adalar Cennet Adaları olarak da biliniyor. Arapça büyük olanı Giftun Kebir, küçük olan ise Giftun Sughayer olarak adlandırılıyor.
Büyük Giftun Adası üzerinde yer alan Mahmya Plajı ise burayı bu kadar ünlü yapan yer. Turkuaz renkteki Kızıldeniz’in dingin sularının kıyısında uzanan 2 km’de uzun olan plaj, incecik beyaz kumlara sahip. Mahmya, Arapça korunmuş anlamına geliyor. Burası koruma altındaki Giftun Island National Park’ın bir parçası.
Hurgada Marina’dan kalkan tekneler buraya 45 dakikada ulaşıyor. Tekneden görünen ada ilk başta, benim gibi çokça tropikal ada gezmiş olanları, uzaktan görüntüsü ile sanki hayal kırıklığına uğratıyor. Adanın üzerinde tek bir ağaç bile bulunmuyor. Adanın tam zirvesinde belki 50 metre yüksekliğinde dev bir palmiye ağacı yükseliyor.
Tabi bu yanılgı uzun sürmüyor. Tekne demir atıp da, küçük teknelerle plaja eriştikten sonra kumların ve denizin güzelliği daha da yakından keşfedilince, adanın neden popüler olduğu anlaşılıyor. Rüzgarsız bir hava, dingin ve berrak bir deniz, kamışlarla hazırlanmış şezlonglar ve tertemiz düzenli bir plaj insanı baştan çıkarmaya yetiyor.
Adada halka açık ve özel olmak üzere 2 plaj bulunuyor. Özel plajda iyi bir plaj keyfi için her şey düşünülmüş. Fazlasıyla yetecek kadar şezlong ve şemsiye bulunuyor. Adayı birkaç farklı açıdan izleyebilecek üzeri kapalı çok sayıda dinlenme loungları var. Fotoğraf çekmek için de ideal. Tertemiz modern tuvalet, yemek için geniş bir restoranı var.
Hurgada’da yakınındaki Giftun Adası etkileyici bir yer. Ocak ve Şubat ayları biraz serin olsa da yine de girilebiliyor, Mart-Kasım arası en iyi zaman. Hurghada’da nem oranı %50’ler civarında olduğundan bunaltıcı sıcak yaşanmıyor.
Giftun Adası ve Maymya Plajı, deniz ve plaj keyfi seven tatilcilerin, tertemiz bir suda, renkli balıkların arasında yüzebileceği, şnorkel yapacağı ve dinleneceği bir cennet.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)