İspanya’da Endülüs Bölgesi denildiğinde akıllara ilk olarak Sevilla, Granada ya da Cordoba gibi şehirler gelir. Peki Endülüs’te ezber bozmaya ne dersiniz? İşte o zaman Malaga ile Sevilla arasında kalan Ronda’yı görmenizi tavsiye ederiz. Günümüzde adı çok duyulmasa da misafirlerine sunduğu muhteşem atmosferle kalbinizde derin bir etki bırakacak.
Endülüs, İspanya’nın güneyinde bir bölge olmaktan çok öte kadim bir medeniyet ve kültür mirası olarak karşımıza çıkıyor. Bölgede neler yok ki, yüzyıllarca Arap medeniyetinin hüküm sürdüğü coğrafyada her şehrin kendine özel bir karakteri var. Bölgede derin kültürün yanı sıra muhteşem doğaya sahip yerler bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de Malaga’ya bağlı olan Ronda…
KAYANIN ÜZERİNE KURULU BİR KASABA
Ronda gezilecek yerler açısından misafirlerini memnun eden bir yer. Yüksek bir kayanın üzerine kurulu olan kasaba, farklı mimarisi, tarihi yapısı, köprüleri ve kendi özgü karakteriyle görülmesi gereken yerlerden biri. El Toja Geçidi etrafında bulunan Ronda, İspanya’nın en tarihi yerlerinden bir tanesidir. Günümüzde tarihi yapıları oldukça ilgi görmektedir.
RONDA’YI BAĞLAYAN PUENTE NUEVO KÖPRÜSÜ
Puente Nuevo Köprüsü, şehrin şüphesiz en etkileyici noktası olarak dikkat çekiyor. 1973 yılında tamamlanan köprü 90 metre yüksekliğiyle Ronda’yı ikiye bölüyor. Burası aynı zamanda yeni köprü olarak da anılıyor. Nedeni ise Ronda’daki üç köprüden en yeni ve en büyük olması… Kasabanın bu denli büyüleyici ve etkileyici bir yer olmasında Puente Nuevo Köprüsü’nün etkisi bir hayli fazla. Köprünün altından geçen Guadalevin Nehri’nin derinliği de 120 metredir.
İSPANYA’NIN EN ESKİ KASABASI
İspanya’daki en romantik yerlerden biri olan Ronda, özellikle romantizm arayanların sıkça tercih ettiği bir yer. Ülkenin en eski kasabası olan Ronda, Arap medeniyetinin hakim olduğu dönemlerde çok sayıda cami ve saraylara ev sahipliği yapmıştır.
Burası özellikle 19. yüzyılın sonlarında çok popüler bir yerdi. David Wilkie, Alexandre Dumas, Rainer Maria Rilke, Ernest Hemingway ve Orson Welles gibi birçok ünlü yazar eserlerinde sıkça bu kasabayı kullandı. Rengarenk bir görünüme sahip olan kasaba misafirlerine adeta bir renk skalası sunuyor.
BOĞA GÜREŞLERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPAN ARENA: PLAZA DE TOROS
Mimari yapısını tarihte bölgeyi yönetmiş olan Romalılardan ve Endülüs Emevileri’nden alan Ronda, İspanya’nın en eski kolezyumu olma özelliğini taşıyan Plaza de Toros’a da sahiptir. 1700’lü yılların sonlarında yapılan bu arena boğa güreşleriyle bir dönem çok ilgi görüyordu. Burası ayrıca İspanya’nın da en eski ikinci arenası olma özelliğini de taşıyor. Arenayı ziyaret ettiğinizde boğa güreşleri üzerine bulunan müzeyi de ziyaret edebilirsiniz.
ESKİ ŞEHİR BÖLGESİ
Burası çok tarihi bir yer. Tarihi merkezine de “La Ciudad” adı veriliyor. Orta Çağ’dan günümüze kalan tarihi yapılar, sokaklar ve beyaz renkteki evlerle farklı bir atmosfere sahiptir. Ayrıca bu bölgede Arap medeniyetinin hakimiyeti döneminde cami olarak kullanılan ve daha sonra kiliseye dönüştürülen Iglesia Santa Maria’yı görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder