2019 ERKEN REZERVASYON FIRSATLARINI YAKALAYIN.... AYRICALIKLI OLMANIN TADINI ÇIKARTIN... DETAYLI BİLGİ VE REZERVASYON : 0224 225 4343 - 0534 835 86 85 (whatsapp)

Online Otel / Tatil Rezervasyonu


Booking.com

LİZBON’DA 48 SAAT





Portekiz’in sıcak başkenti, Atlas Okyanusu kıyılarında salınan güzel Lizbon, hüzünlü fado müziği ve müthiş deniz mahsulleriyle dolu mutfağıyla kalbinizi çalacak.
LİZBON’A VARIŞ

Lizbon’un Portela Havaalanından, merkeze metro ve tren ile kolayca ulaşmak mümkün. Dilerseniz, her yirmi dakikada bir havaalanından kalkan ve sizi şehrin önemli tren ve otobüs istasyonlarına götüren Aerobus shuttle’larını da tercih edebilirsiniz. Taksiye binecek olanlar ise 15-20 dakikalık yolculuk için 10-15 Euro gibi bir ücrete merkeze ulaşabilirler.
BUNLARI UNUTMAYIN!

Praca do Comercio’daki turizm ofisi ‘Lisbon Welcome Center’; konaklama ve ulaşımla ilgili sorunlarınıza çözümler bulabileceğiniz ve harita, broşür gibi gerekli materyalleri temin edebileceğiniz bir nokta. Lisboa Card ise, turizm ofislerinden satın alınabiliyor ve şehirdeki tüm ulaşım araçlarını ücretsiz veya indirimli kullanma şansı sunuyor. Ayrıca pek çok müze, galeri ve diğer turistik mekânlarda da indirimler ve ücretsiz giriş sağlıyor. 48 saatliği, yetişkinler için; 31,50 Euro.
OTEL VE SEYAHAT SEÇİMİ

Beş yıldızlı bir konaklama isterseniz, tarihi Belem mahallesinde yer alan Altis Belém Hotel & SPA’yı seçebilirsiniz. Bu otelin özellikle şaraplarının çok meşhur olduğunu duyduk (altishotels.com). Daha bütçenize uygun bir seçenek istiyorsanız eğer, üç yıldızlı Amazónia
Lisboa Hotel’i de değerlendirebilirsiniz. Otel, restoran, bar ve tiyatrolarıyla ünlü Praça do Marques de Pombal bölgesinde yer alıyor (amazoniahoteis.com/lisboa). Prontotour’un kişiye özel seyahat hizmetleriyle veya yıl boyu düzenlediği paket turlar ile Lizbon’u ekonomik fiyatlarla keşfetmek mümkün.



İLK GÜN
SABAH

Güne, São Jorge Kalesi ile başlayabilirsiniz. Hatta 28 numaralı antika tramvaya binerek hem yolu kısaltabilir, hem de etrafı görebilirsiniz. Kalenin öyle güzel manzaraları var ki, hem nehri hem de çeşitli tepeler üzerine kurulmuş şehri ayaklarınız altında görebiliyorsunuz. Sabah erkenden kaleye gittiyseniz, orada işiniz bittikten sonra kendinizi Alfama bölgesine atın. Burada dolaşırken, Museu-Escola de Artes Decorativas yani Dekoratif Sanatlar Müzesi ve Okulu’na uğramayı da ihmal etmeyin (fress.pt). Uygulamalı sanatlara meraklıysanız, bu müzeye kesinlikle hayran kalacaksınız!

ÖĞLE YEMEĞİ

Eğer acıktıysanız, São Vicente de Fora Manastırı yakınlarında bulunan Michelin yıldızlı Restaurante Tavares’i (restaurantetavares.net) deneyebilir veya daha lokal lezzetler için; ızgara sardalye veya bacalhau yiyebileceğiniz ‘tasca’ denilen lokantaları tercih edebilirsiniz.

ÖĞLEDEN SONRA

Öğle yemeğinin ardından, Chiado’ya gitmek için kendinizi bir tarihi tramvaya atın. Chiado Meydanı, hem güzel alışveriş seçenekleri ile öne çıkıyor, hem de Portekizlileri günlük yaşamlarında izlemek için iyi bir şans sunuyor. Lizbon’da güzelliklerine hayran kalabileceğiniz pek çok kilise mevcut ama bunların en güzellerinden biri, Largo Trindade Coelho’da yer alan Igreja de São Roque. Aziz Roch’a adanmış bu barok şaheseri, mutlaka görmelisiniz! Sanat sevenlerdenseniz, günü Lizbon’un müzelerinden birinde sonlandırabilir, Ulusal Antik Sanat Müzesi veya Calouste Gulbenkian Müzesi’ne (gulbenkian.pt) uğrayabilirsiniz.



AKŞAM OLUNCA

Akşam karanlığı çökmeden aperatif zamanı geldi bile. Miradouro de Sao Pedro de Alcantara’da, 45 numaralı binada bulunan Solar do Vinho do Porto, bunun için en ideal yer. Bairro Alto’nun sonunda, en güzel restoranların ve geç saatlere kadar açık barların olduğu bölgede bulunuyor. Bahsettiğimiz bu barlar, gecenin ilerleyen saatlerinde kapılarını kapattıklarında, Lizbonlular eve gitmek yerine, gece kulüplerine akın ediyor. Lux de kulüplerin en ünlülerinden (luxfragil.com).

İKİNCİ GÜN
SABAH

İkinci Lizbon gününüzde, tarihi Belém bölgesini keşfetmek için mutlaka zaman ayırmanızı tavsiye ediyoruz. Portekiz’in büyük keşifler dönemini gururla yaşatmaya devam eden, ülkeye has geç gotik mimarisi Manuelin tarzının baskın olduğu Belem bölgesinde, pek çok müze ve modern sanat galerisi bulmak mümkün. Bölgeyi gönlünüzce gezdikten sonra kültüre biraz ara verip şeker ve yumurta ile hazırlanan custard soslu tartları deneyebileceğiniz bir kafe bulun kendinize. Bir öneri isterseniz, Lizbonlular’ın bile içeriye girip çeşit çeşit tatlı ve hamur işlerine göz atmadan geçemediği Pastéis de Belém ilk tercihiniz olmalı (pasteisdebelem.pt).

ÖĞLE YEMEĞİ

Alcântara Café 80’lerden bu yana yeni Portekiz mutfağının bayrak taşıyıcılarından biri olan ve büyük porsiyonlar sunan bir yer (alcantarecafe.com). Eğer daha şık bir yer arıyorsanız,
hemen kösedeki Restaurante Espaço Lisboa’yı da beğenebilirsiniz (espacolisboa.pt).

AKŞAM OLUNCA

Lizbon’daki son akşamınızda bu güzel şehrin sokaklarında kaybolun, her köşeye merakla yaklaşın ve hava kararınca ara sokaklardan gelen hüzünlü müziğin peşine takılın! Akşam yemeği için Lizbon’da önünüze iki seçenek çıkar: Ya normal bir restoranın yolunu tutacaksınız ya da fado eşliğinde unutulmaz bir yemek yiyeceksiniz. Bizce kesinlikle fado’yu tercih etmelisiniz. Tasca do Jaime d’Alfama, dışarıdan gecen tramvayların sesleri arasında bu hüzünlü şarkıları dinlemek için fazlasıyla uygun bir yer (Rua da Graca 91, 1170 Lisboa). Bir diğer önerimiz ise Bairro Alto’da bulunan Tasca do Chico (Rua do Diario de Noticias 39, 1200-333 Lisboa). Fado müziğinin, uzak diyarlara yelken açmış denizcilerin ardından, sevgililerinin yaktığı ağıtlar olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

OCEANÁRIO

Lizbon’un en eğlenceli yerlerinden olan Oceanário Okyanus Akvaryumu her yaştan meraklıyı kendine çekiyor. Bu büyük akvaryumu, özellikle çocuklu ailelere tavsiye ediyoruz (oceanario.pt).

YEDİ TEPELİ ŞEHİR

İstanbul, San Francisco, Roma ve Edinburgh gibi dünyanın en güzel şehirleriyle birlikte, Lizbon da yedi tepe üzerine kurulmuş bir şehir. Bu sebeple şehrin karmaşıklığı ve yapılanması, özellikle de İstanbul’da yaşayanlara pek de kafa karıştırıcı gelmeyecektir.
Yine de siz siz olun, şehri keşfe çıkmadan önce hazırlığınızı iyi yapmaya bakın!

ORTA AVRUPA’NIN EN GÜZEL ŞEHİRLERİNDEN BİRİ: PRAG

ORTA AVRUPA’NIN EN GÜZEL ŞEHİRLERİNDEN BİRİ: PRAG
Açık hava müzesini andıran tarihi dokusu, Arnavut kaldırımlı dar sokaklarına eşlik eden görkemli binaları ve masalsı güzellikteki akşamlarıyla Avrupa’nın doğusunda bir cazibe merkezi olan Prag, gündüzleri Gotik görüntüsü geceleri ise ışıklı sokaklarıyla adeta Orta Çağ ruhunu hissedebileceğiniz muhteşem bir şehrin adı. Buğulu havasından dolayı olsa gerek tüm şehir gri tonlarının hakimiyeti altındadır. Ama bu sizi yanıltmasın. Çünkü Prag sadece bir tarih kenti değil, romantizmin doruklarına çıkabileceğiniz de bir yer. Orta Çağ dönemine ait kalıntılarını sanat ve estetikle harmanlayarak günümüze taşıyan bu şehir, Orta Bohemya’daki Vltava Nehri üzerinde bulunuyor.
Orta Çağ romantizmini tüm hücrelerinizde hissedeceğiniz Prag’ın en önemli turistik yerlerinden biri hiç şüphesiz ki Eski Şehir Meydanı’dır. Turistlerin en çok ilgi gösterdiği yerlerin başında gelen bu meydan, muhteşem bir görüntüye sahip olmasından dolayı II. Dünya Savaşı’nda saldırıya uğramayan tek yer durumunda. Dar sokakların geniş bir meydana açıldığı Eski Şehir Meydanı’nda St. Nicholas Kilisesi başta olmak üzere Eski Belediye Binası, Tyn Kilisesi ve Astronomik Saat’i görme ayrıcalığını da yakalayabilirsiniz. Bu arada Astronomik Saat’in 1410 yılında matematik profesörü olan bir saatçi tarafından tasarlandığını ve dünyanın halen çalışan en eski üçüncü saati olduğunu da ayrıca belirtelim.

KENT SİLUETİNİN ÖNEMLİ PARÇASI

Eski Şehir Meydanı’nın yakınlarında bulunan Wenceslas Meydanı’ndaki Ulusal Müze ise 1890 yılında tamamlanmış, Neo Rönesans mimari etkilerine sahip yerlerden biri. Bu nedenle özellikle sanat tarihine karşı özel bir ilginiz varsa 1282-1485 yılları arasında inşa edilen Prag Belediye Sarayı’ndaki Art Nouveau alanının en iyi örneklerinden birini görme şansını yakalayabilirsiniz. Tarih boyunca askeri okul olarak kullanılan bu yapı, günümüzde ise birbirinden güzel konser organizasyonlarına ev sahipliği yapmakta.
İnşa edildiği 880’den bu yana kent siluetinin de önemli bir parçası olan Prag Kalesi şüphesiz ki dünyanın en büyük ve görkemli kalelerinden biri. Kale aynı zamanda misafirlerine muhteşem bir Prag manzarası sunuyor. Prag Kalesi ve Charles Köprüsü arasında kalan Mala Strana ise ev sahipliği yaptığı pek çok saray, kilise ve bahçeleriyle içinizi ısıtacak güzellikte bir yer. Bu tarihi bölgenin birçok Katolik için hac yeri olan Church of Our Lady Victorious Kilisesi’ne ev sahipliği yaptığını da ayrıca belirtelim.

ROMANTİK ATMOSFER

Orta Çağ’ın Gotik ve Barok mimarisiyle ünlü bu şehrindeki tek modern yapı ise Dans Eden Ev’dir. Zamanla şehrin en önemli simgelerinden biri olmayı başaran bu yapı da dans eden iki çiftin tasviri yapılmakta.
Tarihi öneminin yanı sıra romantik atmosferiyle de turistlerin en çok uğradığı yerlerden bir diğeri ise dünyanın en eski taş köprüsü olma özelliğini taşıyan Karl Köprüsü’dür. Charles Köprüsü olarak da bilinen bu muhteşem güzellikteki köprü, Vltava Nehri üzerinde arz-ı endam ettiği büyüleyici atmosferiyle her yıl binlerce çiftin evlilik teklifinde bulunmasına da yardımcı olur.
Prag’da edebiyat tarihinin önemli yazarlarından biri olarak gösterilen Kafka’nın yaşamı ve yapıtlarına dair birçok obje ve belgeye tanıklık edeceğiniz eşsiz Kafka Müzesi’ne de gidebilirsiniz. Emin olun müzeden çıktığınızda kendinizi başka bir boyuta geçmişçesine farklı düşünceler içerisinde bulacaksınız. Bu seyahatle yazarın eserlerini keşfedecek ve tekrar okumak isteyeceksiniz.

LEZZET ŞÖLENİ

Bu arada yeni yerler keşfetme noktasında Prag’ın eşsiz bir yemek cenneti olduğunu da hemen belirtelim. Her damak tadına hitap eden geniş bir yemek seçkisine sahip olan Prag’ın kendine özgü, geleneksel yemeklerinin tadına bakmadan kesinlikle şehirden ayrılmayın. Özel sosla servis edilen kızarmış ördek, tavşan, kaz bacağı ve geleneksel tatlıları Trdelnik bu lezzetlerden yalnızca birkaçı. Orta Çağ’ın bu muhteşem şehrinden ayrılırken sevdiklerine küçük hediyeler almak isteyenler için de küçük bir tüyo vermekte yarar var. Prag’ın iki ana meydanından biri olan Wenceslas Meydanı alışveriş tutkunları için adeta bir cennet durumunda, bizden söylemesi.

ATEŞ VE BUZUN MUHTEŞEM DANSI; İZLANDA



İzlanda’yı bir sözcükle tanımlamak gerekse, muhtemelen bu “sadelik” olurdu. Ama öyle böyle bir sadelik değil. Ateşle buzun dansından, yani doğal zıtlıktan beslenen bir sadelik. Yeryüzünün belki de en doğal hali olan oluşumlar ve bu oluşumların birbirleriyle olan muhteşem uyumu.. Sizi tanrısal dokunuşun kusursuzluğuyla buluşturmak istiyoruz. İşte İzlanda’da mutlaka görmeniz gereken yerler;

SKAFTAFELL ULUSAL PARKI

İzlanda’nın güneyinde bulunan ve İzlanda’nın beşte birini kapsayan Vatnajökull Buzulu’nun en büyük parçası olan Skaftafell Ulusal Parkı, İzlanda’nın en turistik noktaları arasında yer alıyor. İzlanda’nın genelinde olduğu gibi muhteşem bir görselliğe sahip bu bölgede çok sayıda buz mağarası bulunuyor. Özel turlar ile gezilebilen buz mağaralarını görmek, birçok gezginin ölmeden önce yapılması gerekenler listesinde baş sıralarda yer alıyor. Skaftafell Ulusal Parkı’nda sadece buz mağaraları bulunmuyor. Bu bölgeye yapacağınız gezide maviliğiyle göz kamaştıran muhteşem bir gökyüzü, buzul kırılmaları sonucu oluşmuş çok sayıda lagün ve sularda yüzen siyah bazalt sütunlar sizleri bekliyor olacak.



THINKVELLIR ULUSAL PARKI

İzlanda’nın güneybatısında bulunan Thinkvellir Ulusal Parkı, tarihsel, jeolojik ve kültürel açıdan bölgenin en önemli noktası olarak biliniyor. Avrupa ve Amerika kıtasının doğal oluşumlarla en belirgin biçimde ayrıldığı nokta, Thinkvellir Ulusal Parkı’nın merkezinde yer alıyor. Park aynı zamanda İzlanda’nın en büyük doğal gölü olan Tingvallavatn Gölü’ne ve 930 yılında kurulan dünyanın ilk meclisine ev sahipliği yapıyor.



MAVİ LAGÜN

Başlı başına bir doğa harikası olan İzlanda’nın deyim yerindeyse vitrin yüzü haline gelmiş noktası Mavi Lagün’dür. Mavi Lagün’ün bu denli ön planda olmasının en önemli nedeni, üstü çoğunlukla buzul olan bu yerin, alt tabakasının da buna tezat bir şekilde kaynıyor olduğunun göstergesi olmasıdır. Ateşle buzun muhteşem bir görselliğe ve yine aynı oranda muhteşem bir deneyime neden olduğu Mavi Lagün, turistler ve İzlandalılar tarafından yoğun biçimde kullanılan bir termal tesis. Etrafı saran yoğun sis, görüş alanında bulunan tepeler, eksileri gören hava soğukluğu ve ısısı 39 dereceyi bulan doğal bir jakuzi.. Mavi Lagün, İzlanda’nın size vaat ettiği olağanüstü deneyimlerden sadece biri.



REYNISFJARA (SİYAH KUM PLAJI)

İzlanda’nın bir diğer doğa harikası olan Reynisfjara, yani Siyah Kum plaj’ı da yine ülkenin en çok turist çeken noktalarından biri. Katla Yanardağı’na yakınlığı nedeniyle hala tehlike altında olan bu bölgenin kumsalı siyah volkanik taşlardan oluşuyor. Aynı zamanda kıyıda bulunan dik volkanik taşlar da özellikle geceleri muhteşem bir doğa manzarasına davet çıkarıyor. Tüm bunların yanı sıra barındırdığı kuş çeşitliliğiyle de ünlü olan Reynisfjara, eğer güneye doğru ilerliyorsanız İzlanda’nın size son sürprizi olacaktır.



GULLFOSS

Kış aylarında İzlanda’daysanız ve Gullfoss Şelalesi tam karşınızda duruyorsa, karşı karşıya olduğunuz görselliğin herhangi bir tarifinin olmadığına şahit oluyorsunuz demektir. Dünyanın en büyük 3. şelalesi olarak da bilinen Gullfoss, heybeti, gücü ve muhteşem görselliği ile İzlanda seyahatinizin en özel anlarından birini oluşturacaktır.

MÜTHİŞ BİR YER ... MEDELLİN !!!




Her şehrin ayrı bir enerjisi ve aurası olduğuna inanlardanım. Kolombiya’nın ne demek olduğunu, Latin Amerika insanının farklılığını, onların ne kadar neşeli ve insancıl olduğunu hissetmeme ev sahipliği yapan efsane şehir Medellin. Bogota’dan sonra geldiğim Medellin, “Tunç gördün mü gerçek Kolombiya’yı” der gibiydi. Bogota biraz daha memur şehri gibi Medellin ise tam anlamıyla hızlı ve hareketli bir şehirdi.



Medellin şehri çevresindeki doğal güzellikler, şehir yapısı ve sosyal etkinlikler bakımından özel bir şehir. Bunların haricinde Medellin’i çok farklı ve ayrıcalıklı yapan ve hala saygı duyulan öyle bir isim var ki bu kişi sanki 20 sene önce ölmemişte kırkı yeni çıkmış gibi saygı gören ve yaşatılan Pablo Escobar’ın ta kendisi. Sanki Medellin’de hala Escobar ve onun karteli faaliyet gösteriyor gibi bir enerji var. Hala Pablo Escobar üzerinden insanlar ciddi paralar kazanıyor. Tshirtler, bardaklar, kitaplar, fotoğraflar ve buna benzer birçok ürün satılıyordu. Evi müze haline getirilmiş ve buralara turlar düzenleniyor. Ben turla hareket etmeyi sevmeyenlerden olup ve sabırsız bir yapıya sahip olduğum için bu tarz yerleri hep kendim gezerim. Mezarlığı her gün ziyaretçilerle doluyor çiçekler bırakılıyor ve dualar ediliyor. Medellin’in başka bir güzel tarafı da havası. Hava her daim güzel ve güneşli. Hiç bitmeyen bahar havası. Arada bir 10 dakika süren yağmur bulutları ile karşılaşıyorsunuz o da şehrin tuzu biberi oluyor.
Medellin’de Görülmesi Gereken Yerler
Guatepe



Medellin’e 2 saat uzaklıkta muazzam bir kasaba. Burada bir de göl var. Ama ne göl. Aslında buraya baraj gölü diyorlar. Üzerinde bir sürü ada ve bu adalarda yaşayan insanlar var. Bölgede Pablo Escobar’a ait adalarda mevcut. Burası bence dünya sıralamasında evet dünya diyorum ilk 5 e girebilir. Burada devasa bir kaya parçası var ve bu kaya parçasına sonradan 550 basamaklı merdiven yapmışlar. Her gün yüzlerce turist buraya akın ediyor ve yaşlısı genci 550 basamağı çıkıp eşsiz manzarayı izliyorlar. Orta kat ve zirvede bir şeyler içmek ve yemek için birer cafe mevcut.
Pablo Escobar Müzesi / Evi



Medellin şehir merkezinde yer alan Escobar’ın ailesi ile yaşadığı müstakil ev ağabeyi tarafından müze haline getirilmiş. Escobar’a ait birçok şahsi eşyayı, arabalarını, silahlarını, jet skilerini ve fotoğraflarını görebilirsiniz.
Metro Cable



Tüm şehri ve mahallelerini ayaklarınızın altına alabileceğiniz çok güzel görsel videolar ve fotoğraflar çekip Medellin’i baştan sona görebileceğiniz keyif alacağınız teleferik aktivitesi.
Medellin’de Yeme İçme



Medellin’de damak tadınıza uygun birçok restaurant ve kafe bulabilirsiniz. İyi restaurantlar ve kafelerin olduğu El Pablodo Park Bölgesinde çok şık ve tarzına uygun mekanlar bulabilirsiniz. Ben Meksika restaurantında yemeyi tercih etmiştim ve çok memnun kaldım. Mutlaka tavuk ürünlerini deneyin derim. Türkiye’de tavuk yemediğinizi anlayacaksınız. Köşe başlarında seyyar satılan el yapımı, gözünüzün önünde yapılan cipslerden de alıp tadabilirsiniz. Çok lezzetli gelecektir. Gönül rahatlığı ile gözünüzün önünde soyulan ya da önceden paketlenmiş tropikal ürünlerden de tadabilirsiniz.
Ulaşım



Medellin ulaşım bakımından çok rahat bir ülke. Yollar ezberlenebilir ve ferah. Metro, otobüs, dolmuş gibi birçok alternatif sizleri bekliyor. Parklarda ve yollarda bol bol yürüyüş yapmayı unutmayın. Telefonunuza internetiniz yokken bile kullanabileceğiniz çevrim dışı ülke haritalarını indirin. Çok rahat edeceksiniz.
Gece Hayatı



Medellin gece hayatında birçok alternatif var. Talk showlardan tutunda kabereler, karaokeler, klüpler, barlar ve olmazsa olmaz salsa barlar. Bu saydıklarımın hepsini “Centro Commercial Santa Fe’de” bulabilirsiniz. Zaten burası turistik ve yerel halkın ağarlıkta olduğu bölge. Hem güvenli hem de kaliteli. Fiyatlar Türkiye’ye kıyasladığınız zaman daha uygun da olabiliyor, aynı olduğu zamanlarda.
Güvenlik



Medellin’de aynı Bogota gibi. Çantanız telefonunuz devamlı yanınızda ve cebinizde olsun. Geceleri fazla ıssız yerlere gitmeyin derim. Old Town dediğimiz eski şehre kesinlikle gece gitmeyin. Ciddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Kendinizi bir anda Pablo Escobar’ın zamanında 2000 haneye baktığı mahallede bulabilirsiniz. Turistleri pek sevmiyorlar. Onların ve evlerinin fotoğraflarının çekilmesi hoşlarına gitmiyor. Bunu bizzat yaşadım. Evsiz, dilenci gibi tipleri görünce aranızda hep mesafe bırakın ya da yolunuzu değiştirin. Cebinizde mutlaka madeni para olsun. Çok zor anda çıkarıp vermek için. Onu da diğer paralardan ayrı bir yerde tutun. Zor anda kolay ulaşabilmek adına.

Seyahat ederken sırt çantasında olması gerekenler neler?


Kıyafetler (Her daim en hafifleri ve Kolay kuruyanlar )

5-6 t shirt (Beyaz renk az olsun. O kıyafetler çok kirlenecek. 1 tane olsa yeter.)
1 uzun kollu ve kapşonlu sweat shirt
1 gömlek (Akşamları dışarıya çıkmak gerek.) veya kadınlar için eteke iyidir.
1 Kemer
1 kot (Buna ilaveten 1 de kanvas olabilir)
2 şort (Çabuk kuruyanlardan. Birisi deniz şortu birisi de normal günlük şort olabilir.)
1 uzun kollu mont (Özellikle su geçirmez olanlardan ve yaz-kış kullanılabilir olsun)
3-4 iç çamaşırı
Uyku tulumu (İpek olsun. Hafif oluyor. Bunlar uyumaktan çok, böceklerden korunmak için kullanışlı.)
5-6 çorap (3 tanesi uzun 3 tanesi kısa çorap)
1 ayakkabı
Uyku maskesi (Uzun uçuşlarda uyumak için birebir. Hatta kulak için de kulak tıpası ve şişirilebilen yastıkta al.)
Mevsime göre şapka ve bere

Seyahat Ekipmanları
Tarak, koltuk altı kremi, parfüm
Diş macun,tıraş-saç malzemeleri(Olabildiğince küçük ebatlardakini tercih edin)
1 güneş gözlüğü
Islak mendil (Kesinlikle bulundurun)
Not defteri-kalem (Mutlaka olsun. Bu defterlere sürekli not alman iyi olabilir.)
Tırnak makası
Şarj aleti (Telefon, bilgisayar, ipad, fotoğraf makinesi v.s için gerekli. Çoklu priz almanı öneririm. Biraz pahalıdır ama her ülkede tek bir prizle ülkeye göre dönüştürebiliyorsun.)
Tüm otel-uçuş-pasaport fotokopileri (hatta bir örneklerini de kendinize mail atın)
Şehirlerin haritaları (Eğer GPS’e kaydetmediysen ki telefonların GPS’ine de kaydedebilirsin)
İlaç (Ağrı kesici, soğuk algınlığı, kas gevşetici, antibiyotik, vitamin hapları, böcek-sinek kovucu,yara bandı, ateş düşürücü, mide bulantı hapı, grip ilaçları, pişik kremi,ishal-kabız ilacı,güneş kremi vs.)
Kirli poşeti
Hediyelik eşyalar (Nazar boncuğu iyidir. Özellikle birilerini ziyaret edeceksen mutlaka götür.)
Çakmak (Sigara içmesen bile sosyallik için gerekli )
Çakı (Özellikle kamp yapacaksan)
Kitap (Olmazsa olmaz. Ya da dergi de olur. Yollarda okumak için bolca vaktin olacak.)

Balayından Dönmek İstemeyeceğiniz 30 Yer


Gittiğimiz kısa tatillerden bile dönmek bizi üzerken yeni evlendiğimiz, sevdiceğimizle yapacağımız o müthiş balayından dönmek ne kadar da zordur. Hem de gidilecek çok fazla güzel yer varken. Sadece birini seçebilecek olmak bile bizi üzer. Bu seçim aşamasında kafanızın karışmasını biraz önlemek adına gittiğinize asla pişman olmayacağınız 30 yeri sizin için seçtik,derledik. Aslına bakarsanız hepsinin birbirinden alıcı olması sebebiyle kafanız daha çok karışabilir !

1. Hint Okyanusu’nun İncileri: Seyşeller



Toplamda 115 adadan oluşan Seyşeller, bembeyaz sahilleri boyunca yürüyüş ve keşif yapmak için idealdir. Hint Okyanusu’nun sahillerinde kendinizi kaybedip yeniden bulacağınız Seyşeller doğayı sizinle bütünleştirecek ve sonlandırmak istemeyeceğiniz bir balayı sunacaktır.
2. Langkawi



Bozulmamış doğasıyla ve turkuvaz deniziyle cennetin bir parçası olan Langkawi adası yeni çiftler için gözlerden uzak ve doğayla iç içe bir balayı geçirmenize olanak sağlayacaktır. Adada bulunan teleferik Langkawi’yi tepeden keşfetme şansını sunuyor. El değmemiş bu manzaraya kendinizi bırakma zamanı.
3. Phuket



Phuket adası her zevke hitap eden turistik mekanlarıyla birçok aktivite sunuyor. Masmavi denizi ve temiz kumsallarıyla göz kamaştıran adada tüm balayınızı deniz kenarında bir elinizde kitabınız bir elinizde kokteylinizle geçirebilirsiniz.
4. Maldivler



Hayal edin şimdi, evliliğinizin ikinci günü ve siz sevdiceğinizle Maldivler’de bembeyaz kumların arasında sarmaş dolaş gökyüzünden güneşin kayışını izliyorsunuz. Gün batımının masmavi gökyüzünü nasıl bir anda kızarttığına inanamıyorsunuz. İşte böyle bir masalın içinde kayboluş Maldivler’de geçireceğiniz balayı. Şimdi kolaysa dönün bakalım.
5. Mauritius



Güney Afrika’nın kültürü ruhunuza işleyecek. Afrika’nın geleneksel danslarıyla karşılanacağınız bu adada sabahtan akşama, akşamdan sabaha eğlence var. Gün içerisinde kendinizi berrak sulara bırakarak rahatlamanın keyfini çıkarabileceğiniz çok uygun bir mekan.
6. Sri Lanka



Renklerin kontrastını hiç bu kadar net görmemiştiniz. Tertemiz havasıyla oksijenden çarpılma ihtimalini göze alıyorsanız eğer ve safari kültürü için hazırsanız işte tam da olmanız gereken yer. Balayınızı unutulmayacak bir tatile çevirecek olan Sri Lanka’da renklerin büyüsü ve ahengi sizi baştan çıkaracak.
7. Karayiplerde Kayboluş: Barbados



Bağımsız ve saf güzellikleriyle size tahmin edemeyeceğiniz bir balayı tatili yaşatacak Barbados’ta dilediğinizce aktivite imkanına sahipsiniz. Tüm bunlar ufak bir araştırmaya bakıyor. Biz size destinasyonu sunalım ve potansiyeli gösterelim siz gidip keşfedin ve bu doyumsuz balayının tadını çıkarın. Güney Amerika kıtasına bitişik olmasıyla da büyük bir avantaj sağlamaktadır.
8. Bermuda



İngiliz ve Afrika kültürlerinin harmanlanmış bir hali olan Bermuda’da kültürler arası bir seyahat yapacaksınız. Masmavi deniziyle de gözlerinizi kamaştıracak adada, Bermuda Şeytan Üçgeni’nin esrarengiz sırrına karışıp orada kaybolmak isteyeceksiniz.
9. Bahamalar



Pembe kumsallarıyla sizi büyüleyecek olan Bahamalar hiçbir yerde göremeyeceğiniz tatlılığı sunuyor. Sığ denizlerinde de gün boyu kumsalda çocuklar gibi eğlenebilirsiniz.
10. Küba



Rengarenk sokakların arasında kaybolup, “az önce buradan geçmemiş miydik ya” diyeceğiniz bir şehir Küba. İnsanlarıyla, kültürüyle, doğasıyla sizi baştan çıkaracak ve bu sokakların birinde seçtiğiniz eve yerleşmek için can atacağınız Küba’da balayınızdan dönmek bir hayli zor olacak.
11. Pasifik Okyanusu’nun Derinliklerinde: Bora Bora



Siyah incilerin bulunduğu tek ada olarak bilinen Bora Bora’da ışıl ışıl suyun derinliklerine kendinizi bırakmak isteyeceksiniz. Kızgın ve sıcak kumun ayaklarınızın altında çatırdadığı uzun yürüyüşler yapabileceğiniz sahili balayınızında ileriye yönelik planlarınızı konuşmak için sizi huzuruna çağırıyor. Deniz üzerinde bulunan bungalowlarda konaklayıp balayınızı daha da özelleştirebilirsiniz.
12. Fiji



İrili ufaklı 300 adadan oluşan Fiji adaları sakinlik ve huzur arayan balayı çiftleri için ideal. Ada keşfine çıkıp uzun yapraklı palmiyelerin altında dinleneceğiniz ve içinizdeki dolu doluya sevgiyi hissedebileceğiniz bir yer. Maceracı ruhunuzu doyuracak bir balayı için gidilmesi gereken yerlerin başında Fiji’yi önerebilirim.
13. Hawaii



Hawaii’ye gidiyorsanız mutlaka orada bir sörf tahtası edinerek kendinizi dalgalara bırakın. Berrak denizi ve ışıl ışıl kumsallarıyla balayı çiftlerini dönülmez tatilin ufkuna bırakacak. Huzurlu ve daha sakin bir balayı için ise kendinizi Hawaii’nin doğasına bırakın. Yemyeşil parkarıyla egzotik kültürü sizi renk sarhoşu yapacaktır. Ilıman iklimi dolayısıyla her mevsim balayı yapılabilecek yerler arasında.
14. Tahiti



Güney Pasifik Okyanusu’nda yer alan Tahiti nefes kesici güzellikleriyle balayı çiftleri için eşsiz bir mekan. Fransız Polinezyası içerisinde geçireceğiniz balayınızda kendinizi ılık suyun zümrüt yeşili dalgalara bırakıp kıyı boyunca sürüklenmek isteyeceğiniz günler sunacak.
15. Ege ve Akdeniz’in Tarihi Dokuları: Rodos



Ege’nin masmavi tanıdık sularına kendinizi bırakıp bir an için düşünmeyin, çünkü o güne kadar geçirdiğiniz en güzel günleri yaşıyor olabilirsiniz. Rodos’ta gezilecek, tanınacak çok fazla tarihi değer de yer almaktadır. Balayınızın hem tarihi dokulu bir gezi hem de unutulmaz bir düşe dönüşeceğini temin edebilirim.
16. Malta



Limanlarında bulunan rengarenk sandallarla denize açılıp berrak sularında keşif yapabileceğiniz Malta, balayı çiftleri için ideal yerlerden biri. Şüvalye adası olarak da bilinen Malta, tarihi dokusuyla, katedralleri, sarayları ile gezmeye doyamayacağınız bir yer.
17. Mikonos



Tipik Yunan mimarisine sahip olan Mikonos, ufak ve renkli evleriyle sizi bir Yunan filminde başrol oyuncusu gibi hissettirecek. Sokaklarında dolaşırken ufak maceralar yaşamak isteyeceğiniz, sahillerinde göreceğiniz pelikanları hayretle seyredeceğiniz balayınızda Mikonos belki de bütün sevdiklerinizi toplayıp yaşamak isteyeceğiniz yer haline gelecek.


18: Girit



Tarihiyle, sıcaklığıyla, tanıdıklığıyla sizi Akdeniz’in büyüsü içine alacak Girit balayı için biçilmiş kaftan. Kendinizi masmavi sulara bırakabileceğiniz, dağların tepesine çıkıp rüzgarın fısıltısını dinleyebileceğiniz ve aşkınıza aşk katacak doğayla bütünleşmenizi sağlayacak.
19. Santorini



Yunan Adaları arasında dünyaca üne kavuşmuş olan Santorini keyifli bir balayı geçirmeniz için ideal yerlerden biri. Santorini tanıdık bir kültürün ve tarihin içine çekecek sizi. Beyaz evleri ve gezmeye doyamayacağınız sokakları arasında küçük kafelerde molalar verip akşam güneşinin yüzünüze vurmasına izin verin.
20. Atlantik Güzellik: Kanarya Adaları



Yıl boyu bahar havasıyla, bahardan vazgeçemeyen çiftler için Avrupa’nın en uygun balayı noktası. 7 Adadan oluşan Kanarya Adaları etkileyici sahilleriyle size muhteşem bir balayı sunacaktır. Her adada farklı bir deneyim kazanacağınız Kanarya Adaları size, ormanlarıyla yeşile, kumsallarıyla beyaza, ve deniziyle maviye doyacağınız bir balayı yaşatacak.
21. Belize



Karayip Denizi kıyısında geçireceğiniz balayı, romatik ve maceracı çiftler için yerinde bir seçim olacaktır. Ormanları ve şelaleri Belize’in doğa harikalarından. Aklınızı bırakarak geri döneceğiniz bir balayı.
22. Dubrovnik



Hırvatistan’ın sahil kasabası olan Dubrovnik masmavi deniziyle ve tarihi dokusuyla sizi büyüleyecek. Yeni çiftler için Avrupa’nın kalbine dokunmak olarak adlandırabilecekleri bir balayı. Öyle sanıyorum ki bir an için de olsa işi gücü bırakıp buraya yerleşelim diyeceğiniz yerlerden biri.
23. Aruba



Gün batımını bir de Karayip sahillerinden izlemeye ne dersiniz ? Kızıl güneşin ağaçların arkasına saklanıp nasıl da gökyüzünü hala aydınlatmaya devam ettiğini aklınızdan silemeyeceğiniz bir balayı için ideal yerlerden biri Aruba. Adanın egzotik kumsallarında ve berrak denizinde yenilenip canlılığı hissedeceksiniz.
24. Goa



Hindistan’ın tatil bölgelerinden olan Goa, balayı için de romantik ve dönmek istemeyeceğiniz bir mekandır. Masmavi denizin, beyaz kumsalların ve tarihi yerlerin tadını çıkarabileceğiniz Goa’da değişik bir kültürü tanıma fırsatı yakalayacaksınız.
25. Assos



Yeni evli çiftlerin tercih ettiği noktalardan biri de Assos. Balayınızda Türkiye’de olmak, öyle uzaklara gitmek istemiyorsanız yanıbaşımızda duran ve yurt dışında birçok yere taş çıkartacak olan Assos sizi bekliyor. Kekik kokularının arasında yürürken kendinizden geçeceğiniz günler yaşayacağınız Assos’ta, tarihi dokular sizi büyüleyecek. Pırıl pırıl denizi ve yeşillikleriyle bir doğa harikası sunuyor.
26. Olimpos



Mükemmel bir balayı destinasyonu olan Olimpos, doğa ve macera tutkunu çiftler için iyi bir tercih. Akdeniz’in sıcaklığına kendinizi bırakıp düşlediğiniz bir balayını yaşayabileceğiniz bir yer olan Olimpos’ta vaktinizi doldurabilecek birçok aktivite bulacaksınız.
27. Özdere



Ege’nin pek bilinmeyen yerlerinden olan Özdere, samimi ve sıcak bir balayı geçirmek isteyenlere geliyor. İzmir’in küçük bir kasabası olan Özdere, koylarının arasında tertemiz bir deniz ve mükemmel bir manzara sunuyor. İnsanın buraya yerleşmek için eline tahtayı çekici alıp ev yapası geliyor demek fazla olmaz.
28. Akyaka



Mavi bayraklı denizi, evleri ve manzarasıyla ayrılmak istemeyeceğiniz bir tatil beldesi olan Akyaka, çok fazla bilinmeyen ve uğrak olmayan bir yer. Sakinliği ve huzuru arayan genç çiftler için ideal bir balayı rotası.
29. Bozcaada



Türkiye’nin şirin bir adası olan Bozcaada minik, renkli evlerine kurulmak isteyeceğiniz yerlerden biri. Girip de çıkmak istemeyeceğiniz denizi, kaybolmak isteyeceğiniz sokakları ve gezilecek tarihi mekanları ile benim gidilecek yerler listemin başlarında geliyor. Huzura dokunduğunuzu hissedeceğiniz Bozcaada balayı için seçilebilecek bir yer.
30. Uzungöl



Ve son olarak da denizi filan bırak bir kenara doğayı ver bana diyenler için Uzungöl. Trabzon’da yer alan Uzungöl, yeşilin her zerrenize işleyeceği doğa harikalarıyla sizi çağırıyor. Burada bungalow evlerde kalabilir ve Karadeniz esintili bir balayı geçirmeniz için dilediğinizce olanağa sahip olabilirsiniz.