Bazı yerlerin farklı bir atmosferi vardır. Gördüğünüz an nutkunuz tutulur, nefesiniz kesilir ve gözbebeklerinizin büyüdüğünü hissedersiniz. Böylesine güzel, böylesine büyüleyici yerlerdir bunlar. Bu defa rotamızı ülke sınırlarının dışına çıkaralım istedik. Dünya o kadar büyük bir yer ki, hangimizin ömrü yetecek keşfetmeye, henüz meçhul. Seçtiğimiz rotalar az bilinen, kuytu köşelerde kalmış olağanüstü yerlerden oluşuyor. İçlerinde hepimizin bildiği şehirler de var. Adım attığınız anda kendi masalınızda başrolü kapacağınız bu güzide rotalara kısa bir yolculuk için hazırsanız, sizi bu masalsı yerlerle baş başa bırakalım.
Dünya üzerindeki tüm şehirler dudak uçurtan sanat eserleriyle doludur elbet. Ancak İtalya'nın Floransa kenti bu yönden çok ayrı bir yerdedir. Toskana da Floransa'nın en güzel bölgelerinden biri. Hatta İtalya'nın şarap diyarı olduğu söyleniyor Toskana için. Üstelik Siena, Bologna, Pisa ve Firenze gibi muazzam şehirleri de içerisinde barındırıyor bu eşsiz bölge. Sanatın doğduğu topraklara yapacağınız bir tren yolculuğu sizi sadece Toskana'ya değil, yüreğinizin en kuytu köşelerine doğru alıp götürecektir.
Hayalinizdeki balayı için biçilmiş kaftan Santorini. Yunanistan'a düzenlenen ada turlarının göz nuru aynı zamanda. Masmavi çatılar ve bembeyaz evler adeta huzuru çağrıştırıyor. Kilise çanlarının ve hep fotoğraflardan gördüğümüz denize sıfır görüntüsü veren havuzlar gerçekten de büyüleyici. Güneşin denize doğru batışını yamaçlardan izlemek her ne kadar efsane bir manzara oluştursa da, turist yoğunluğu biraz canımızı sıkmıyor değil.
Portekiz'in turistik beldelerinden biri Algarve. Atlantik'e açılan plajları ve efsane deniz ürünleriyle ünlü olan bu bölge, son dönemlerde bir hayli turizm patlaması yaşıyor. ‘Denizden babam çıksa yerim'cilerin fazlasıyla memnun kalacağı bir yer Algarve. Bademin de ayrı bir yeri var burada. Sanıyoruz bölgede yoğun bir şekilde badem üretilmesinden kaynaklı. Dolayısıyla badem likörü de denenmeli kanaatindeyiz.
Bled, Slovenya'nın en çarpıcı bölgelerinden biri. Söz konusu şato ise aynı isimli gölün tam ortasında bulunan bir kilise. Burası hanım takipçilerimizin kendisini bir Rapunzel, efendime söyleyeyim bir Uyuyan Güzel olarak hissedebileceği yerlerin başında geliyor. Erkekler ise tabi ki de Beyaz Atlı Prens'in ta kendisi olacak burada. Kilisenin çanını çalan kişilerin dilekleri gerçek oluyormuş şeklinde bir rivayet dolanıp duruyor. Bir de, eğer burada evlenmek gibi bir niyetiniz varsa, eşinizi merdivenlerden taşımanız gerekiyormuş. Bu da buranın bir geleneği haline gelmiş. Gelmişken başka ne mi yapmalı, krem şantili o müthiş tatlının tadına bakmalı tabi ki.
ABD'nin Kuzey Carolina ve Tennessee eyaletleri sınırlarında yer alan Büyük Smoky Dağları Ulusal Parkı, muhteşem doğal güzellikleri ile büyüleyici bir atmosfere sahip. Dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan bu ulusal park, doğaseverlerin uğrak noktalarından biri. Ağaçların arasında sevdiceğinizle el ele yürüyüş yapmak, şu dünyada ölmeden önce yapılması gereken şeylerin başında geliyor.
Böylesine güzellikteki bir yerin Uncesco Dünya Mirasları listesinde yer almaması şaşırtıcı olurdu zaten. Avusturya'nın yukarılarında yer alan bu şahane köy, aynı ismi taşıyan gölün kenarına kurulmuş. Oldukça ilgi çekici bir mimariye sahip olan Hallstatt Köyü, gerçek olamayacak kadar güzel olduğundan, kendinizi bir masalın içerisindeymiş gibi hissetmeniz olası. Viyana'dan ya da Sazlburg'dan kiralayacağınız bir arabayla gidebilir ve görebilirsiniz Hallstatt Köyü'nü. Bizce dünya üzerinde ‘huzur' hissiyatının keşfedildiği yer burası olsa gerek.
Biz sizi masal kahramanı yapalım derken, birileri çoktan bir masalı hayata geçirmiş Matamata'da. Efendim Matamata, Yeni Zelanda'da yer alan şirin mi şirin bir köy. Burayı özel kılan ise Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde bahsi geçen Hobbit Köyü'nün ta kendisi olması. Hemen ardından çekilen Hobbit üçlemesi de burada çekilmiş haliyle. Burada yaşayan köy sakinlerini kıskanmamak mümkün değil. Bu güzel köyü yakından tanımak isterseniz, çeşitli turların düzenlendiğini belirtmek isteriz.
Çünkü masal dendi mi akla gelen, beyinlerimizde klasikleşen, Eyfel Kulesi'nin ihtişamıyla hayat bulan bir şehir Paris. Paris'in aşkla bütünleşen atmosferini doyasıya yaşamak için buraya sevgilinizle gitmeniz şart bir kere. Fransızcanın sadece şarkı söylenmesi için yaratıldığını düşünenler varsa aramızda, bize hak vereceklerdir. Tıpkı İstanbul gibi Paris de makyaj güzeli bir şehir aslında. Arka sokaklarında ne gibi maceraların döndüğünü keşfedip keşfetmemek size kalmış.
Bakın, dünya üzerinde ölmeden önce görülmesi gereken bir yer varsa, orası kesinlikle Reine olmalıdır. Norveç'in kuzeybatısında, Norland eyaleti sınırları içerisinde, Lotofen takımadaları olarak adlandırılan adalardan biri olan Moskones Adası üzerinde bulunan ve 1970'lerde Norveç'in en güzel köyü seçilen bir cennet Reine. Gitmesi gerçekten çok zor ama imkansız değil. O şahane evlerin görüntüsünü bir kenara bırakalım, burada 3 gün yaşasak ömrümüze en az bir 30 yıl ekleneceği garanti.
Bir zamanlar dünya harikaları listesinde birinci sıradaydı Salar de Uyuni Gölü. Şu anki akıbeti nedir bilemiyoruz ancak bu ucu bucağı belli olmayan bembeyaz görüntü, gölün hala daha harikalığını koruduğunun bir kanıtı niteliğinde. Bizim Tuz Gölü'nden 7 kat daha büyük olan ve zaten dünyanın en büyük tuz göllerinden biri olan Salar de Uyuni, bu evrende bir tuz tanesi kadar olduğumuzu tokat gibi çarpar yüzümüze. Bolivya'da aynı ismi taşıyan Uyuni kasabasından günlük turlar düzenleniyor buraya. Gölün ortasında yer alan kaktüs adası ise başka bir şok sebebi.
Dünyanın ilk ulusal parkı olma özelliği taşıyan Yellowstone Ulusal Parkı, ABD'nin Montana, Idaho ve Wymoning eyaletleri arasında bulunuyor. Doğa tutkunları ve doğa sporuna gönül vermişlerin uğrak mekanlarından biri Yellowstone Ulusal Parkı. Medeniyetten uzak, yaban hayvanlarıyla iç içe yaşamayı sevenler için fazlasıyla uygun olduğunu söyleyebiliriz. Yaşam şartları bir hayli çetin olan Yellowstone'da, konaklama yapabileceğiniz birçok alternatifiniz var. Ancak şunu bilmelisiniz ki, karşınıza aniden bir bizon çıkabilir. Korkmayınız.
Myanmar'da, geniş bir arazi içerisinde bulunan Bagan, binlerce tapınağa ev sahipliği yapan bir antik kent. Tarihte birçok defa Burma Krallığı'na başkentlik yapmış. Eski ismi Pagan olan Bagan Antik Kenti'nde 2000'den fazla tapınak olduğu söyleniyor. Herhangi bir tapınağın tepesinden baktığınızda göreceğiniz manzara nefes kesici. Zaten kentin genel görünümü bir masaldan fırlamış izlenimi veriyor. Bisiklet kiralayarak rahatlıkla gezebilirsiniz Bagan'ı.
İstanbul'u ya çok seversiniz ya da ondan nefret edersiniz. Ortası yoktur. Olamaz da, çünkü bu şehrin doğası bunu gerektirir. İşin gerçeği ne kadar nefret edilse de, çok az insan kopmayı başarabilmiştir bu şehirden. Dışarıdan bakıldığında büyüleyici bir görüntüsü var İstanbul'un. Ama içerisinde ne hüzünlerin barındığını yalnızca burada yaşayanlar bilir. Biraz da ürkütücü bir yanı var bu şehrin. Belki de o yüzden asıl masal burada dönüyor diyebiliriz. Eh, herkes kendi hikayesinin başrolü neticede. Tek fark buradaki hikayelerin tümü gerçek hayattan esinlenilmiştir.
1 – Toskana, İtalya
Dünya üzerindeki tüm şehirler dudak uçurtan sanat eserleriyle doludur elbet. Ancak İtalya'nın Floransa kenti bu yönden çok ayrı bir yerdedir. Toskana da Floransa'nın en güzel bölgelerinden biri. Hatta İtalya'nın şarap diyarı olduğu söyleniyor Toskana için. Üstelik Siena, Bologna, Pisa ve Firenze gibi muazzam şehirleri de içerisinde barındırıyor bu eşsiz bölge. Sanatın doğduğu topraklara yapacağınız bir tren yolculuğu sizi sadece Toskana'ya değil, yüreğinizin en kuytu köşelerine doğru alıp götürecektir.2 – Santorini, Yunanistan
Hayalinizdeki balayı için biçilmiş kaftan Santorini. Yunanistan'a düzenlenen ada turlarının göz nuru aynı zamanda. Masmavi çatılar ve bembeyaz evler adeta huzuru çağrıştırıyor. Kilise çanlarının ve hep fotoğraflardan gördüğümüz denize sıfır görüntüsü veren havuzlar gerçekten de büyüleyici. Güneşin denize doğru batışını yamaçlardan izlemek her ne kadar efsane bir manzara oluştursa da, turist yoğunluğu biraz canımızı sıkmıyor değil.3 – Algarve, Portekiz
Portekiz'in turistik beldelerinden biri Algarve. Atlantik'e açılan plajları ve efsane deniz ürünleriyle ünlü olan bu bölge, son dönemlerde bir hayli turizm patlaması yaşıyor. ‘Denizden babam çıksa yerim'cilerin fazlasıyla memnun kalacağı bir yer Algarve. Bademin de ayrı bir yeri var burada. Sanıyoruz bölgede yoğun bir şekilde badem üretilmesinden kaynaklı. Dolayısıyla badem likörü de denenmeli kanaatindeyiz.4 – Bled Şatosu, Slovenya
Bled, Slovenya'nın en çarpıcı bölgelerinden biri. Söz konusu şato ise aynı isimli gölün tam ortasında bulunan bir kilise. Burası hanım takipçilerimizin kendisini bir Rapunzel, efendime söyleyeyim bir Uyuyan Güzel olarak hissedebileceği yerlerin başında geliyor. Erkekler ise tabi ki de Beyaz Atlı Prens'in ta kendisi olacak burada. Kilisenin çanını çalan kişilerin dilekleri gerçek oluyormuş şeklinde bir rivayet dolanıp duruyor. Bir de, eğer burada evlenmek gibi bir niyetiniz varsa, eşinizi merdivenlerden taşımanız gerekiyormuş. Bu da buranın bir geleneği haline gelmiş. Gelmişken başka ne mi yapmalı, krem şantili o müthiş tatlının tadına bakmalı tabi ki.5 – Büyük Smoky Dağları Ulusal Parkı, ABD
ABD'nin Kuzey Carolina ve Tennessee eyaletleri sınırlarında yer alan Büyük Smoky Dağları Ulusal Parkı, muhteşem doğal güzellikleri ile büyüleyici bir atmosfere sahip. Dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan bu ulusal park, doğaseverlerin uğrak noktalarından biri. Ağaçların arasında sevdiceğinizle el ele yürüyüş yapmak, şu dünyada ölmeden önce yapılması gereken şeylerin başında geliyor.6 – Hallstatt, Avusturya
Böylesine güzellikteki bir yerin Uncesco Dünya Mirasları listesinde yer almaması şaşırtıcı olurdu zaten. Avusturya'nın yukarılarında yer alan bu şahane köy, aynı ismi taşıyan gölün kenarına kurulmuş. Oldukça ilgi çekici bir mimariye sahip olan Hallstatt Köyü, gerçek olamayacak kadar güzel olduğundan, kendinizi bir masalın içerisindeymiş gibi hissetmeniz olası. Viyana'dan ya da Sazlburg'dan kiralayacağınız bir arabayla gidebilir ve görebilirsiniz Hallstatt Köyü'nü. Bizce dünya üzerinde ‘huzur' hissiyatının keşfedildiği yer burası olsa gerek.7 – Matamata, Yeni Zelanda
Biz sizi masal kahramanı yapalım derken, birileri çoktan bir masalı hayata geçirmiş Matamata'da. Efendim Matamata, Yeni Zelanda'da yer alan şirin mi şirin bir köy. Burayı özel kılan ise Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde bahsi geçen Hobbit Köyü'nün ta kendisi olması. Hemen ardından çekilen Hobbit üçlemesi de burada çekilmiş haliyle. Burada yaşayan köy sakinlerini kıskanmamak mümkün değil. Bu güzel köyü yakından tanımak isterseniz, çeşitli turların düzenlendiğini belirtmek isteriz.8 – Paris, Fransa
Çünkü masal dendi mi akla gelen, beyinlerimizde klasikleşen, Eyfel Kulesi'nin ihtişamıyla hayat bulan bir şehir Paris. Paris'in aşkla bütünleşen atmosferini doyasıya yaşamak için buraya sevgilinizle gitmeniz şart bir kere. Fransızcanın sadece şarkı söylenmesi için yaratıldığını düşünenler varsa aramızda, bize hak vereceklerdir. Tıpkı İstanbul gibi Paris de makyaj güzeli bir şehir aslında. Arka sokaklarında ne gibi maceraların döndüğünü keşfedip keşfetmemek size kalmış.9 – Reine, Norveç
Bakın, dünya üzerinde ölmeden önce görülmesi gereken bir yer varsa, orası kesinlikle Reine olmalıdır. Norveç'in kuzeybatısında, Norland eyaleti sınırları içerisinde, Lotofen takımadaları olarak adlandırılan adalardan biri olan Moskones Adası üzerinde bulunan ve 1970'lerde Norveç'in en güzel köyü seçilen bir cennet Reine. Gitmesi gerçekten çok zor ama imkansız değil. O şahane evlerin görüntüsünü bir kenara bırakalım, burada 3 gün yaşasak ömrümüze en az bir 30 yıl ekleneceği garanti.10 – Salar de Uyuni Gölü, Bolivya
Bir zamanlar dünya harikaları listesinde birinci sıradaydı Salar de Uyuni Gölü. Şu anki akıbeti nedir bilemiyoruz ancak bu ucu bucağı belli olmayan bembeyaz görüntü, gölün hala daha harikalığını koruduğunun bir kanıtı niteliğinde. Bizim Tuz Gölü'nden 7 kat daha büyük olan ve zaten dünyanın en büyük tuz göllerinden biri olan Salar de Uyuni, bu evrende bir tuz tanesi kadar olduğumuzu tokat gibi çarpar yüzümüze. Bolivya'da aynı ismi taşıyan Uyuni kasabasından günlük turlar düzenleniyor buraya. Gölün ortasında yer alan kaktüs adası ise başka bir şok sebebi.11 – Yellowstone Ulusal Parkı, ABD
Dünyanın ilk ulusal parkı olma özelliği taşıyan Yellowstone Ulusal Parkı, ABD'nin Montana, Idaho ve Wymoning eyaletleri arasında bulunuyor. Doğa tutkunları ve doğa sporuna gönül vermişlerin uğrak mekanlarından biri Yellowstone Ulusal Parkı. Medeniyetten uzak, yaban hayvanlarıyla iç içe yaşamayı sevenler için fazlasıyla uygun olduğunu söyleyebiliriz. Yaşam şartları bir hayli çetin olan Yellowstone'da, konaklama yapabileceğiniz birçok alternatifiniz var. Ancak şunu bilmelisiniz ki, karşınıza aniden bir bizon çıkabilir. Korkmayınız.12 – Bagan Antik Kenti, Myanmar
Myanmar'da, geniş bir arazi içerisinde bulunan Bagan, binlerce tapınağa ev sahipliği yapan bir antik kent. Tarihte birçok defa Burma Krallığı'na başkentlik yapmış. Eski ismi Pagan olan Bagan Antik Kenti'nde 2000'den fazla tapınak olduğu söyleniyor. Herhangi bir tapınağın tepesinden baktığınızda göreceğiniz manzara nefes kesici. Zaten kentin genel görünümü bir masaldan fırlamış izlenimi veriyor. Bisiklet kiralayarak rahatlıkla gezebilirsiniz Bagan'ı.Bonus: İstanbul, Türkiye
İstanbul'u ya çok seversiniz ya da ondan nefret edersiniz. Ortası yoktur. Olamaz da, çünkü bu şehrin doğası bunu gerektirir. İşin gerçeği ne kadar nefret edilse de, çok az insan kopmayı başarabilmiştir bu şehirden. Dışarıdan bakıldığında büyüleyici bir görüntüsü var İstanbul'un. Ama içerisinde ne hüzünlerin barındığını yalnızca burada yaşayanlar bilir. Biraz da ürkütücü bir yanı var bu şehrin. Belki de o yüzden asıl masal burada dönüyor diyebiliriz. Eh, herkes kendi hikayesinin başrolü neticede. Tek fark buradaki hikayelerin tümü gerçek hayattan esinlenilmiştir.
Telefon : 0 224 225 43 43
Gsm : 0 534 835 86 85 Faks : 0 224 225 43 53 e-mail : info@perisos.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder