Girne’de modern bir gezinti sonrası; Beş Parmak Dağları’nın eteklerinden akşamları ışıl ışıl parlayan bir köyü görmek; size yeniden Akdeniz’de ve Akdeniz köyü’nde olduğunuzu hatırlatacaktır. Nasıl mı? Burası ‘’Bellapais ‘’ “Beyler Beyi Köyü”. Portakal ve limon ağaçlarının kokularının yayıldığı havayı soluyarak, dar sokaklarında, taş evlerin ve Arnavut kaldırımların arasında, her adımınızın sesini duyacak, manzarasına da hayran bırakacak bir köy burası. Belki burayı gördükten sonra Ada’da en sevdiğiniz yerlerden biri olarak kalacak sizde. Girne’ye yaklaşık 4-5 km. uzaklıkta olan bu huzur dolu şirin köyde ‘’Bella Pais Manastırı’’ gotik bir sanatın ve tarihin dokusu ile bizleri karşılıyor. Savaşın izleri hala yer almakta olsa da ayakta kalmayı başarmış ve mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri Kıbrıs’ta.
Günümüzde; konser salonu olarak kullanılan bir salonu mevcut. Öyle ki bu atmosferde dinleyeceğiniz müzik kim bilir nasıl doyuracaktır ruhunuzu. Fransızca’da ‘’Barış Manastırı’’ anlamına gelmekte; Ayrıca bir başka şekilde de görev yapanların giydikleri beyaz giysilerinden dolayı ‘’White Abbey’’ (Beyaz Manastır) adıyla da bilinmektedir. İlk inşası 1198 ve 1205 yılları arasında yapılmış, ilk yerleşen mezhep ise Augustinian mezhebi rahipleriymiş. Fransız Kralı Hugh III döneminde (1267 – 1284) bugünkü şeklini almış, Osmanlı’nın fethinden sonra Ortodoks Kilisesi’ne verilmiştir. Rum Ortodokslar tarafından manastırın sadece kilise bölümü kullanılmış, 1974 Barış Harekatı ile Rumlar güney kesime göç edince manastır eski eserler ve müzeler dairesi himayesine alınmıştır. Bu köyde hem tarihin hem de savaşın izlerini görmeniz mümkün.
Bir tavsiye; Manastır gezildikten sonra aç olsanız da olmasanız da yanında bulunan Kybele Restaurant’a bir uğrayın. Manzaraya karşı güzel bir yemek ya da bir keyif kahvesi size antik bir şehirde tatilde olduğunuzun tadını yaşatacaktır.
Kıbrıs’a gittim, görmeden de döndüm demeyin. Bu güzel köyü sizde keşfedin….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder