2019 ERKEN REZERVASYON FIRSATLARINI YAKALAYIN.... AYRICALIKLI OLMANIN TADINI ÇIKARTIN... DETAYLI BİLGİ VE REZERVASYON : 0224 225 4343 - 0534 835 86 85 (whatsapp)

Online Otel / Tatil Rezervasyonu


Booking.com

Japonlar Hakkında İlginç Gerçekler

Japonlar dünyadaki en ilginç ülkelerden biri. Kendilerine has kültürleri, muhteşem yemekleri, teknoloji konusundaki başarıları…  Japonların bazı gelenek ve görenekleri bazı kültürler ve insanlar tarafından zaman zaman çok yanlış anlaşılmış olabilir. Japonları seviyor ya da sevmiyor olabilirsiniz ama bu liste ,küçük-çekik-üstün yetenekleri varmışcasına çalışkan bu insanları daha yakından tanımanıza vesile olabilir.
Japonya’da yaşamak daha da zor olsa gerek.
Japonlar beyaz tenli olmayı çok seviyorlar. Yazın ortasında bile sırf güneşten yanmamak için kısa kollu giyseler bile kumaştan kol aparatlarını kollarına takıp geziyorlar. Çünkü kollarında bronzluk istemiyorlar. Beyaz ten onlar için çok şey ifade ediyor. Bu yüzden beyaz pudralar çok satılıyor. Japonya'nın iklimi de neyse ki çok güneşli ve sıcak bir iklim değil ve sürekli yağmur yağan bir yer.
Japon Kültürü
Japonya adı Zipangu kelimesinden gelir. Marko Polo, Jim-pen-kuo kelimesini yanlış olarak Zipangu diye söylemiş ve bu isim Batı’da yerleşmiştir. Jim-pen,kuo kelimesi ise Çince “güneşin doğduğu ülke” anlamına gelir. Japon bayrağı da bu isimden doğmuştur: beyaz bir yüzey üzerinde ışık saçmayan kırmızı bir yuvarlak. bu bayrak beyaz gökyüzünde güneşin bütün ihtişamıyla doğuşunu anlatır.
Japonlar çiçeğe çok önem verirler. japon kadınlarının çoğu çiçek yetiştirme ve bakımını öğrenmek için özel okullara giderler. Japonya’da çiçekleri vazoya yerleştirmek bile bir sanat sayılır. evinin bahçesinde çiçek yetiştirmeyen japon neredeyse yok gibidir. bu bahçelerde her çiçeğin ayrı bir önemi vardır. çiçek açma mevsimi olan ilkbaharda özel bayramlar düzenlenir ve bahçeler renkli fenerlerle süslenir. çiçeklerin evlerin belirli yerlerine konmasının kendilerine uğur getireceğine inanırlar.
çoğunlukla kısa boylu olan japonların evleri de alçak tavanlı ve sade yapılıştadır. odalar birbirinden kalın dıvarlar ve ağır kapılarla bölünmez. shoji adı verilen paravanalar, kapı ve duvar görevi görürler. odalarda pek az eşya bulunur. uyumak için karyola kullanmazlar, yerde yatarlar.
bütün bu sadelik ve gösterişsizlik içinde Japonlar, hayatı Batı'nın birçok uluslarından çok daha ahenkli ve hoş bir biçime sokmayı başarmışlardır.
Japonlar gelenek ve göreneklerine çok bağlıdırlar. çoğunlukla büyük şehirler dışında yaşayan halk eski yaşayışını sürdürür. büyük şehirlerde bulunan Japonlar özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı yaşayışını benimsemişlerdir.
Japonlar uzun yıllar boyunca ülke olarak kendilerini dışa kapatmış ve geleneklerini bu şekilde yürütmeye devam etmişlerdir. ancak 19. yy.ın ikinci yarısından itibaren Batılılaşma hareketleri Japonların giyim tarzına da yansımıştır. yine de geleneklerini yaşatmaya devam etmişlerdir. yılbaşı, evlilik, bayram, mezuniyet gibi özel günlerde kimono giymeye devam ederler. sadece kadınlar değil erkekler de kimono giyer. örneğin evlenirken gelin ve damat siyah kimono giyer. kimonoyu giymek çok zor olduğundan kadınlar bunun için özel ders alırlar.
Japonlar aynı zamanda çok düşünceli insanlar. Nezle ya da grip gibi ufak hastalıkları olduğunda bile maske takıp öyle dolaşıyorlar. Çünkü bir başkasına hastalık bulaştırmak istemiyorlar.
Japonya’da Türkiye’deki gibi bol sebze ve meyve bulacağınızı sanmayın. Biz burada bol bol domates, karpuz vs yerken orada bir karpuz inanılmaz fiyatlarda satılıyor. Domatesler tek tek satılıyor ve fiyatları yüksek. Yan Japonya’da menemen yapabilmek imkansız gibi.
Japonya’da ambalajların geri dönüşümüne çok önem veriliyor. Yani kafanıza göre aldığınız su, meyve suyu ya da süt şişelerini çöpe atamazsınız. İçlerini iyice yıkayıp geri dönüşüme göndermeniz gerekiyor. Deterjan kutuları da yedekleriyle birlikte satılıyor. Deterjan bittiğinde yedek ambalajından içine dökerek aynı kutuyu uzun süre kullanmanız sağlanıyor.
Ve Japon modası inanılmaz. Öyle tuhaf kıyafetleri var ki burada biz giysek rüküşün de rüküşü oluruz. Ayrıca Japon gençleri poz verirken ayaklarını çarpık yapmayı çok seviyor.
At eti Japonların mutfağında bir başlangıç yemeğidir ve çiğ olarak yenen bu et oldukça popülerdir. Resimde gördüğünüz gibi çiğ at eti ince ince dilimlenir ve bu şekilde servis edilir. Bu yemeğe  “Basashi” denir.
Japonya'nın %70’i dağlarla çevrilidir.  Ülkenin ayrıca 200 volkanik dağı vardır
Japonya’da misk kavunu (bir tür kokulu kavun) oldukça değerlidir.  Kavunun kilosunu 31,473 yen’den yani 300 $ ‘dan satın alabilirsiniz.
Japonya’da okuma-yazma oranı %100 dür.
Japonya’da otomatik satış makinelerinden bira satın alabilirsiniz. Türkiye’de sanal marketlerde bile içki satışı yapılmaz.
Japonların ortalama yaşama ömrü Amerikalılardan 4 yıl daha fazladır. 
Japonya’da bazı erkekler kafalarını tıraş ederler. Bu onların karşısındakinden özür dileme biçimidir.
Japonya, dünya’da cinayet oranın en düşük olduğu ülkelerden biri. Ama maalesef intihar oranları o kadar düşük değil. Japonların intihar için seçtikleri  en popüler yer ormanlar .Aokigahara onların en çok intihar ettiği yer.
Japonlar şuana kadar toplam 15 nobel ödülü kazanmış.( Kimya, Tıp, Fizik ).
Japon geleneklerine göre, küçük sumo güreşçileri, güreşmeye başlamadan önce tecrübeli güreşçiler tarafından temizlenir ve yıkanırmış.
Japonya'daki işsizlik oranı sadece %4.
Japonya 6800 adadan oluşuyor.
Japonların %21 ‘i yaşlılardan oluşuyor ve bu dünya’daki en yüksek oran.
Japonlar evlerine asla ayakkabı ile girmezler. Bu onlar için çok ayıp bir şeydir.
Japonlar denize girmeyi pek sevmezler. Ama kaplıcalara bayılırlar. Zaten volkanik dağlarda çok olduğu için kaplıcalar çok fazladır.
Japonlarda torpil diye birşey yoktur. Başarılı ve tecrübeli olan öne geçer .
Japonya’daki insanlar birbirlerine karışmazlar. Çok garip bir kıyafet giyseniz bile kimse size bir şey demez ya da ayıplamaz. En fazla bir kez bakıp kafalarını çevirirler.
Kış aylarında evlerinde sadece oturdukları odayı ısıtırlar. Evleri genel olarak küçük olsa bile , oturmadıkları bir odayı ısıtmayı israf olarak görürler.
Tokalaşma, sarılma, öpüşme yoktur.  Hafifçe eğilerek selam verilir. El teması yoktur. Bir çocuğun bile başını severseniz size çok kızar, bu onu aşağılamak demektir.
Japonlar sözle kavga etmeyi sevmezler. Boş konuşmaları hiç sevmezler. Bir karı kocanın bile birbirine bağırdığını duyamazsınız. Kızgınlık sadece bakışlarla gösterilir. Bu evde de iş yaşantısında da böyledir. İş yerinde toplantılarda konuşanlar genelde gençlerdir. Yaşlılar dinler ve sonra kararlarını bildirirler.
Bir Doğu Asya ülkesi olan Japonya, Büyük Okyanus’ta yer alır ve üç binden fazla adadan meydana gelir. Doğan güneşin ülkesi olarak da anılan Japonya’nın nüfusu 127 milyondan fazladır.  Japonya adalarının en büyükleri Honşu, Hokkaido, Kyuşu ve Şikoku adalarıdır ki bu adalar ülkenin %97’sini oluşturur. En büyük şehri olan başkent Tokyo, Honshu adasındaki verimli ova üzerinde kurulmuştur. Japonya’nın ikinci büyük şehri ise Osaka’dır. diğer büyük şehirler; Kobe, Kyoto, Nijgata, Sapporo, Aomari, Hiroşima’dır.
Japonya Anayasal monarşi ile Parlamenter demokrasi yönetimi mevcuttur. Güneşin oğlu olarak adlandırılan imparatorların eski üstünlüğü ve gücü kalmamıştır.
son olarak, hepimize oldukça karmaşık şekiller olarak görünen Japonca… Japon alfabesi diye bir şey yoktur. bundan ötürü hece de kullanılmaz. kelimelerin hepsinin ayrı ayrı yazılışı vardır.





Telefon : 0 224 225 43 43


 Gsm : 0 534 835 86 85                        Faks : 0 224 225 43 53                          e-mail : info@perisos.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder